top of page

'Ki!'lerde Beden

‘Ki!’ lerde Beden başlığındaki “ki” bir bağlaç olarak değil ana karakter olarak bağlaçların arasında kalmış bedenleri işaret eder. Bu serginin dayanak noktası da bu bağlaç olma halinden kurtulup, en mükemmel organizmaya sahip olduğumuzun farkında olarak, kendi bedenimizden korkmamak, hatta onu açık yüreklilikle işleyebilmektir. Bedenimi deforme ederek, insanın psikolojik olduğu kadar fiziksel olarak da kendini sorgulaması gerektiğini vurgulamak istedim: En mükemmel organizmaya sahip olunduğunun farkında olunması ve kendinden daha fazla hayran kalabileceğin başka kimsenin de olmaması. Hayran olma güdümüzü hep başkalarına duyulan hayranlıkla gideriyoruz. Hâlbuki insanın kendine dönmesinin ve öncelikle kendisine hayran olmasının anlamı üzerinde duruyorum. Her noktasını bu kadar iyi bildiğim başka bir yapı tanımıyorum. Sanat ve sanatçı kavramları da aslında insanın da parçası olduğu doğaya hayranlıkla ilişkili olarak doğayı taklit etme temeline dayandırılmıştır. Madem yaratma oyununun kuralı bu, o zaman bu sergide ben de kendimi taklit etmeyi seçtim. Bu nedenle, heykel, video, çizim ve bir performanstan meydana gelen bu ilk kişisel sergimde kendi bedenimi kullandım. Heykeller, bedenimin kalıpları ile şekillendirilen çalışmalarken, videolar, kan, ses teli gibi doğrudan gözlemleyemediğimiz bedenimin görüntülerinden oluşuyor. Serginin tarihinin 11 Eylül'e, yani İkiz Kulelere yapılan saldırının birinci yıl dönümüne rastlaması ve saldırı sırasında benim de New York’ta bulunman nedeniyle, bu günün anısına bir performans gerçekleştirdim. Performans, her yeri mühürlü bir bedenin hayatta yükselişi ve bir anda paramparça olabilişini ve sonrasında bu parçalanmışlıktan aslında beslenen insan refleksini işliyor. Her ne kadar son kısım planlanmamış olmasa da.

bottom of page