top of page

Bana Yaz-ma!

Kendi atölyemde, sadece ‘bir’ gün sürecek şekilde tasarlanan Bana Yaz-ma! sergisi fotoğraf, yerleştirme ve bir video içermektedir. Bu serginin, sanat işletmeciliğinin yanlış işleyişlerinin hükümlerine de gönderme yapan bir etkinlik olmasını hedefledim.

 

Bana Yaz-ma! sergisi, özellikle geleneksel Anadolu yazmasının, gerçek ve doğal temsilini hatırlatarak başkalarının bize ‘yazmışlıklarını’, yani siyasi ve sosyal kurgularını vurgulamayı amaçlıyor. Bu ‘yazılmışlıklara’ alışmak bizde teslimiyet duygusu yaratıyor. Hâlbuki Anadolu’nun beslendiği yüzlerce yıllık anlayışların yalınlığı ve doğallığı ile şekillenen yazma, bedenin çıplaklığıyla büyük bir uyum içinde yaşıyor. Anadolu insanının pratik ve doğal hayatının bir parçası olan geleneksel yazma, bedenin çıplaklığının yalınlığı ve beslendiği toprağın, taşın, ağacın sadeliğiyle bütünleşiyor. Beden, beslendiği toprağın da eşliğiyle yazmanın doğurganlığını işaret ediyor. Bu sergi, yaratmak istediği atmosferle, Anadolu’nun ‘yazılmışlıklarından’ kurtulmuş halini ya da ‘yazılmışlıklarının’ öncesindeki düşünsel doğurganlığını ve doğallığını hatırlatmayı amaçlıyor.

 

(Katkıları için Özge Özköprülü ve  Oğuz Altundağ'a özel teşekkürler.)

bottom of page